2 Aralık 2016 Cuma

Korkudan Yalan

    Akşamları daha doğrusu sabah karşı eve dönerken, yarı ayılmış bir vaziyette ama hala sarhoşken, hızlı hızlı attığı dengesiz adımlar sırasında hala aydınlanmamış ve güneşin hala ısıtmadığı havanın soğukluğunun kattığı histen korkuyordu. İstemiyordu da zaten bu durumda o kadar yoldan eve dönmeyi ama uyuyamıyordu işte öyle herkesin evinde. Cidden neden uyuyamıyordu ki? O kadar sarhoş olmasına rağmen neden çoğu sefer eve dönmeye çalışıyordu? Kaldığı, evinde uyuyabildiği arkadaşları vardı oysa. Güvenemediği için kalamıyordu sanırım. Korkuyordu belki. Yoksa akıl işi değil o soğukta, o karanlıkta ve o halde eve dönmeye çalışmak. Yoruluyordu da zaten böyle yaşamaktan. Yatağa ulaşamadan sızdığı zamanlar olmuştu. Başına ne geldiyse bunun gibi saçma korkulardan geldiğini düşünür dururdu hep. Hep korkardı.
Her seferinde de korktuğu gelirdi başına. Yalan da söylerdi korktuğu için. "Söylemeliyim" derdi "Yoksa korktuğumu anlarla." Ne olur ki korktuğunu anlasalar? Kullanırlar mı korkularını? Yoksa yalnız mı kalırsın? İnsanlar korkakları ve güçsüzleri barındırmaz mı aralarında? O kadar acımasızlar değil mi? Yoksa insanlar da korktukları için mi acımasızlaşır? Yalnız kalmak mı acaba en iyisi? En büyük korkusu yalnız kalmak ya zaten. Bu yüzden de çok yalan söylerdi. Sonra işe yaramadı tabi. Açığa çıktı bazı yalanları. Kaybetti bazı insanları. Ondan sonra cesur olmak istedi, olmak zorunda hissetti kendini. Yalan söylediği insanlara anlattı her şeyi. Onları da kaybedeceğini sandı. Kaybetmedi. Nedenini anlamamıştı ama kaybetmedi. Yoksa onlar da mı yalan söylüyorlardı? Bilmiyordu. Bundan da korkuyordu zaten. Merdivenleri çıkarken nefes nefese kalmış ve üşümüştü. Titreyen elleriyle kapıyı açtı, bütün korkuları geçmiş gibi geldi biran. Üzerini değiştirip yatağına girdi. Korkuları gitmişti aklından, yarın yapacaklarını düşünürken sızdı. Belki de bu yüzden dönmek istiyordu eve. Belki de yarından...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder